27 December 2013

Kendi Kültürel Mirasımız

Daha henüz liseye başladığım yıllarda tanışmıştım Roll dergisi ile. Müziğe olan ilgisi hızla gelişen, dünyada ve tarihte milyonlarca gencin yaptığı gibi mutluluğunu ve sinirini müzik üzerinden anlayan/anlatan biri olmaya doğru hızla devam ederken elimde o sarı sayfalı dergi vardı. Orada yazan grupları, grupların röportajlarında bahsettiği grupları, herşeyi oturup dinlerdim; bir çok büyük küçük keşfimi de oradan yapmışımdır. Joe Strummer'ın öldüğünü duyduğumda yıkılmışsam, Calexico dinliyorsam, bunlar hep Roll sayesindedir.

Derginin bir de has adam kadrosu vardı: Patti Smith, Neil Young, Nick Cave, Bob Dylan... Kendine özgü bi has adam kadrosu olması bile hoştu.

Liseyi, Kaybedenler Klübü yıllarını, Napster'ı geride bırakıp üniversiteye gittiğimde mentalitem değişti. Artık hep alan değil biraz da veren olmak istediğim için bir gün dergi künyesindeki telefonu aradım ve "ben sizin için ne yapabilirim" dedim. O sene ilk defa hayatımda yurtdışı festivaline, 2004 Roskilde'ye gidiyordum. Onu yazdım. Sonra bir kaç albüm eleştirisi, bir kaç sokak röportajı derken kısa ama benim için hep özel olacak bir süre Roll'a geri verme şansım oldu. Şimdi yazılarımı okuyunca utanıyorum; berbat yazılarmış. Derya Bengi bana nasıl tahammül etti inanamıyorum. Okuyorsa teşekkürü de borç bilirim.

O günlerden beri tek bir sayısını atmadığım, arasıra hala açıp okuduğum bu Türkiye'nin en taşaklı müzik dergisinin eski sayıları, dağıtılmayı, okunmayı bekliyor. Çünkü bu yapılmazsa, o kadar bilgi, emek ve güzel yazı çöpe gidecek. Aynı zamanda o kadar Express ve Bir+Bir de. Herkesin alması, saklaması, okuması ve sonra da belki paylaşması elzem. Yan sokağımızın kültürel birikimi yokolup gitmesin.

Yayalım, kesin bilgi, bol RT.

No comments:

Post a Comment